"Altın gibi parlayan baklavalara elinizi bile sürmeyin"
"Altın gibi parlayan baklavalara elinizi bile sürmeyin"
Metabolik cerrahi alanında hizmet veren Prof. Dr. Alper Çelik, çarpıcı açıklamalar yaptı. Gıda sektörüne dikkat çeken Doktor Çelik, "Tatlı yediğinizi zannediyorsunuz ama kimyasal bir madde yiyorsunuz.
Haber Giriş Tarihi: 01.05.2024 09:20
Haber Güncellenme Tarihi: 01.05.2024 09:20
Kaynak:
Haber Merkezi
istanbulnews.com.tr
Altın gibi parlayan baklavalara sakın elinizi bile sürmeyin. Unlu gıdalardan, meşrubatlardan, ambalajlı yiyeceklerden uzak durun. Bitter çikolata dışında asla çikolata yemeyin" dedi.
Metabolik cerrahi alanında 17 binden fazla kişiyi ameliyat eden Prof. Dr. Alper Çelik, metabolik cerrahi hakkında bilgi verdi. Bu ameliyatta ince bağırsağın son kısmını yukarı çıkardıklarını anlatan Doktor Çelik, işlemden sonra kişinin bir daha kilo almadığını belirtti. Metabolik cerrahinin kiloyla bağlantılı hastalıklarla ilgilendiğini ifade eden Çelik, vatandaşları da uyardı. Gıda endüstrisine dikkat çeken Doktor Çelik, birçok ürünün içinde glikoz ve früktoz olduğunu belirterek, bireysel mücadele vurgusu yaptı. "TEDAVİSİ EDİLMESİ ÇOK ZOR"
2007 yılından beri metabolik cerrahi konusunda hizmet verdiğini anlatan Doktor Çelik, "Yani şeker hastalığının ameliyat ile tedavisini yapıyorum. Yaklaşık 17 bin kişiyi ameliyat ettim, aynı yoğunlukta çalışmaya devam ediyorum. Metabolik cerrahi; metabolik sendromdan köken alan bir ifadedir. Kilo fazlalığı, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, diğer kan yağları yüksekliği, karaciğer yağlanması gibi rahatsızlıklara bakıyoruz. Yani kiloyla bağlantılı hastalıkların oluşturduğu duruma metabolik sendrom deniliyor. Metabolik cerahinin hasta profili biraz farklıdır. Örneğin; obezite hastalarına baktığımızda çoğunun global obez olduğunu görürsünüz. Kolu, ensesi, boynu, bacakları, gövdesi yani her yeri şiştir. Metabolik cerrahide, bir elmaya 4 tane kürdan saplamışsınız gibi düşünebilirsiniz. Kollar bacaklar, boyun çöp gibidir, göğüs kafesi neredeyse tamamen erimiştir. Yumurta gibi bir göbek vardır. Tedavisi edilmesi zor olan da budur. Obezite hastalarında, kaloriyi kesince her şey yoluna girer. Ancak metabolik cerrahi hastasında olayı kaloriyi kısarak, daha az yemesini sağlayarak çözemezsiniz. Bu insanlarda ince bağırsağın son kısmını canlandırmak zorundasınız. İşte metabolik cerahinin anahtarı da buradadır" diye konuştu. "AMELİYAT OLANLAR DAHA UZUN YAŞIYOR"
Ameliyatlarda emilimi bozmadan ince bağırsağın son kısmını yukarı çektiklerini belirten Doktor Çelik, "Bu da her şeyi değiştiriyor. Ameliyatta önce detaylı bir tetkik süreci oluyor. Bizler artık metabolik cerrahinin 10, 15 ve 20 yıllık sonuçlarına hakimiz. Her şeyden önce ameliyatı olan kişiler daha uzun yaşıyor. Bu açık ne net bir farktır. Ameliyat olan şeker hastaları, ameliyat olmayanlara göre daha uzun yaşıyor. Daha az ilaç kullanıyorlar ve daha az organ hasarı yaşıyorlar. İşte bunlar bu ameliyatın uzun vadeli kazanımları... Eskiden çok popüler olan mide küçültme ameliyatları vardı, bu ameliyatlarda midenin yüzde 80'lik bir kısmı alınıyor. Bu insanlar yiyemedikleri için başlangıçta kilo veriyorlar. Ancak 3-4 yıl sonra bu kişilerin yeniden kilo aldığını biliyoruz. İnce bağırsağın son kısmını yukarı çıkardığınız zaman ciddi bir değişiklik oluyor. Bedeniniz kilo almanıza müsaade etmiyor. Özellikle göbek çevresinde yağlanmaya müsaade etmiyor. Bizim bedenimizin en büyük hormon fabrikası ince bağırsaklardır. Bu nedenle ameliyattan sonra çok fazla acıkmıyorsunuz ve göbeğinizde yağ birikimi tekrar olmuyor. Bu vitaminsiz veya mineralsiz kalacağınız anlamına gelmiyor. Tek fark şu: Ameliyat size kilo aldırtmıyor. Bu çok büyük bir avantajdır, tekrar kilo alma gibi bir durum olmaz" ifadelerini kullandı. "10 GÜN SONRA İŞE DÖNEBİLİRSİNİZ"
"Şekerinizi düşüremezseniz, şeker sizi düşürüyor" diyen Doktor Çelik, ameliyat sonrası hakkında da bilgi verdi. İyileşme süresinin kişisel olduğunu belirten Çelik, "Bizim 28 yaşında ameliyat ettiğimiz ve 3 ay kendine gelemeyen hastamız da oldu. 73 yaşında ameliyat ettiğimiz ve hastaneden taburcu olunca 'toplantı yapacağım' diyen hastamız da oldu. Genelde 3-4 gün hastane, 3-4 günde ev istirahati yeterli oluyor. Bu 8 günlük sürecin ardından hastalarımız işlerinin başına dönebilir. Sadece ilk 3 aylık dönemde ağır bir yük kaldırmamak ve ani hareket yapmamak gerekiyor. Hareketlerin biraz aheste olması lazım. Aktif çalışan hastalarımıza ilk 20 gün korse öneriyoruz" dedi. "KARACİĞER BUNU YIKAMIYOR"
Gıda endüstrisinin glikoz şurubunu keşfettiğini belirten Doktor Çelik, "Tatlı yediğinizi zannediyorsunuz ama kimyasal bir madde yiyorsunuz. Altın gibi parlayan baklavalara sakın elinizi bile sürmeyin. Gerçek şekerin mat bir görüntüsü vardır. Bizler, bedenimizin alışık olmadığı yiyecekleri bedenimize sokmaya başladık. Özellikle gıda sektörü ve meşrubatlarla alakalı bir düzenleme yapılması gerekiyor. Bunların içerisinde glikoz ve fruktoz var. Bunlar karaciğerimiz için toksit bir maddedir, karaciğerimiz bunu yıkamıyor. Taşlaşmış, kireçleşmiş bir madde olarak hücrenin içinde kalıyor, hücre bundan kurtulamıyor. Yasal düzenleme yapılması şart, en azından televizyonlarda reklamı yapılmasın. Sigara reklamlarını zararlı diye yasakladık, bu da zararlı..." şeklinde konuştu. "BİTTER ÇİKOLATA DIŞINDA ÇİKOLATA YEMEYİN"
17 yıldır ekmek yemediğini söyleyen Doktor Çelik, "Şekeri hiç kullanmıyorum, çikolata ve gofreti çok nadir tüketirim. Neredeyse her gün 2 saate yakın antrenman yapmaya çalışıyorum. Bireysel bazda herkes mücadelesini vermeli. Toplumsal kurtuluşumuz bir 30 yıl sürecek. Dünya üzerinde sıklığı en çok artan hastalık obezite ve diyabet, bunun önüne geçmek ise sadece bireysel çaba ile mümkün olacak. Bunun için unlu gıdalardan, meşrubatlardan, ambalajlı yiyeceklerden uzak durmanız gerekiyor. Bitter çikolata dışında asla çikolata yemeyin ve her gün en az 1 saat spor yapmanız gerekiyor" dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
"Altın gibi parlayan baklavalara elinizi bile sürmeyin"
Metabolik cerrahi alanında hizmet veren Prof. Dr. Alper Çelik, çarpıcı açıklamalar yaptı. Gıda sektörüne dikkat çeken Doktor Çelik, "Tatlı yediğinizi zannediyorsunuz ama kimyasal bir madde yiyorsunuz.
Altın gibi parlayan baklavalara sakın elinizi bile sürmeyin. Unlu gıdalardan, meşrubatlardan, ambalajlı yiyeceklerden uzak durun. Bitter çikolata dışında asla çikolata yemeyin" dedi.
Metabolik cerrahi alanında 17 binden fazla kişiyi ameliyat eden Prof. Dr. Alper Çelik, metabolik cerrahi hakkında bilgi verdi. Bu ameliyatta ince bağırsağın son kısmını yukarı çıkardıklarını anlatan Doktor Çelik, işlemden sonra kişinin bir daha kilo almadığını belirtti. Metabolik cerrahinin kiloyla bağlantılı hastalıklarla ilgilendiğini ifade eden Çelik, vatandaşları da uyardı. Gıda endüstrisine dikkat çeken Doktor Çelik, birçok ürünün içinde glikoz ve früktoz olduğunu belirterek, bireysel mücadele vurgusu yaptı.
"TEDAVİSİ EDİLMESİ ÇOK ZOR"
2007 yılından beri metabolik cerrahi konusunda hizmet verdiğini anlatan Doktor Çelik, "Yani şeker hastalığının ameliyat ile tedavisini yapıyorum. Yaklaşık 17 bin kişiyi ameliyat ettim, aynı yoğunlukta çalışmaya devam ediyorum. Metabolik cerrahi; metabolik sendromdan köken alan bir ifadedir. Kilo fazlalığı, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, diğer kan yağları yüksekliği, karaciğer yağlanması gibi rahatsızlıklara bakıyoruz. Yani kiloyla bağlantılı hastalıkların oluşturduğu duruma metabolik sendrom deniliyor. Metabolik cerahinin hasta profili biraz farklıdır. Örneğin; obezite hastalarına baktığımızda çoğunun global obez olduğunu görürsünüz. Kolu, ensesi, boynu, bacakları, gövdesi yani her yeri şiştir. Metabolik cerrahide, bir elmaya 4 tane kürdan saplamışsınız gibi düşünebilirsiniz. Kollar bacaklar, boyun çöp gibidir, göğüs kafesi neredeyse tamamen erimiştir. Yumurta gibi bir göbek vardır. Tedavisi edilmesi zor olan da budur. Obezite hastalarında, kaloriyi kesince her şey yoluna girer. Ancak metabolik cerrahi hastasında olayı kaloriyi kısarak, daha az yemesini sağlayarak çözemezsiniz. Bu insanlarda ince bağırsağın son kısmını canlandırmak zorundasınız. İşte metabolik cerahinin anahtarı da buradadır" diye konuştu.
"AMELİYAT OLANLAR DAHA UZUN YAŞIYOR"
Ameliyatlarda emilimi bozmadan ince bağırsağın son kısmını yukarı çektiklerini belirten Doktor Çelik, "Bu da her şeyi değiştiriyor. Ameliyatta önce detaylı bir tetkik süreci oluyor. Bizler artık metabolik cerrahinin 10, 15 ve 20 yıllık sonuçlarına hakimiz. Her şeyden önce ameliyatı olan kişiler daha uzun yaşıyor. Bu açık ne net bir farktır. Ameliyat olan şeker hastaları, ameliyat olmayanlara göre daha uzun yaşıyor. Daha az ilaç kullanıyorlar ve daha az organ hasarı yaşıyorlar. İşte bunlar bu ameliyatın uzun vadeli kazanımları... Eskiden çok popüler olan mide küçültme ameliyatları vardı, bu ameliyatlarda midenin yüzde 80'lik bir kısmı alınıyor. Bu insanlar yiyemedikleri için başlangıçta kilo veriyorlar. Ancak 3-4 yıl sonra bu kişilerin yeniden kilo aldığını biliyoruz. İnce bağırsağın son kısmını yukarı çıkardığınız zaman ciddi bir değişiklik oluyor. Bedeniniz kilo almanıza müsaade etmiyor. Özellikle göbek çevresinde yağlanmaya müsaade etmiyor. Bizim bedenimizin en büyük hormon fabrikası ince bağırsaklardır. Bu nedenle ameliyattan sonra çok fazla acıkmıyorsunuz ve göbeğinizde yağ birikimi tekrar olmuyor. Bu vitaminsiz veya mineralsiz kalacağınız anlamına gelmiyor. Tek fark şu: Ameliyat size kilo aldırtmıyor. Bu çok büyük bir avantajdır, tekrar kilo alma gibi bir durum olmaz" ifadelerini kullandı.
"10 GÜN SONRA İŞE DÖNEBİLİRSİNİZ"
"Şekerinizi düşüremezseniz, şeker sizi düşürüyor" diyen Doktor Çelik, ameliyat sonrası hakkında da bilgi verdi. İyileşme süresinin kişisel olduğunu belirten Çelik, "Bizim 28 yaşında ameliyat ettiğimiz ve 3 ay kendine gelemeyen hastamız da oldu. 73 yaşında ameliyat ettiğimiz ve hastaneden taburcu olunca 'toplantı yapacağım' diyen hastamız da oldu. Genelde 3-4 gün hastane, 3-4 günde ev istirahati yeterli oluyor. Bu 8 günlük sürecin ardından hastalarımız işlerinin başına dönebilir. Sadece ilk 3 aylık dönemde ağır bir yük kaldırmamak ve ani hareket yapmamak gerekiyor. Hareketlerin biraz aheste olması lazım. Aktif çalışan hastalarımıza ilk 20 gün korse öneriyoruz" dedi.
"KARACİĞER BUNU YIKAMIYOR"
Gıda endüstrisinin glikoz şurubunu keşfettiğini belirten Doktor Çelik, "Tatlı yediğinizi zannediyorsunuz ama kimyasal bir madde yiyorsunuz. Altın gibi parlayan baklavalara sakın elinizi bile sürmeyin. Gerçek şekerin mat bir görüntüsü vardır. Bizler, bedenimizin alışık olmadığı yiyecekleri bedenimize sokmaya başladık. Özellikle gıda sektörü ve meşrubatlarla alakalı bir düzenleme yapılması gerekiyor. Bunların içerisinde glikoz ve fruktoz var. Bunlar karaciğerimiz için toksit bir maddedir, karaciğerimiz bunu yıkamıyor. Taşlaşmış, kireçleşmiş bir madde olarak hücrenin içinde kalıyor, hücre bundan kurtulamıyor. Yasal düzenleme yapılması şart, en azından televizyonlarda reklamı yapılmasın. Sigara reklamlarını zararlı diye yasakladık, bu da zararlı..." şeklinde konuştu.
"BİTTER ÇİKOLATA DIŞINDA ÇİKOLATA YEMEYİN"
17 yıldır ekmek yemediğini söyleyen Doktor Çelik, "Şekeri hiç kullanmıyorum, çikolata ve gofreti çok nadir tüketirim. Neredeyse her gün 2 saate yakın antrenman yapmaya çalışıyorum. Bireysel bazda herkes mücadelesini vermeli. Toplumsal kurtuluşumuz bir 30 yıl sürecek. Dünya üzerinde sıklığı en çok artan hastalık obezite ve diyabet, bunun önüne geçmek ise sadece bireysel çaba ile mümkün olacak. Bunun için unlu gıdalardan, meşrubatlardan, ambalajlı yiyeceklerden uzak durmanız gerekiyor. Bitter çikolata dışında asla çikolata yemeyin ve her gün en az 1 saat spor yapmanız gerekiyor" dedi.
En Çok Okunan Haberler